Fotoğraf: Flufoto

Fotoğraf: Flufoto

Fotoğraf: Flufoto

Fotoğraf: Flufoto

Fotoğraf: Flufoto

Fotoğraf: Flufoto

Fotoğraf: Flufoto

İsimsiz

Vahit Tuna

2017 yılında hayata geçen ve kâr amacı gütmeyen sanat platformu Yanköşe, dördüncü edisyonunda Vahit Tuna’nın “İsimsiz” adlı çalışmasını ağırlamaktan mutluluk duyuyor.

440 çift siyah kadın ayakkabısından oluşan “İsimsiz” projesinin çıkış noktası, Türkiye’de sayıları gitgide artan kadın cinayetleri. 2018 yılında Türkiye’de erkekler tarafından çeşitli şekillerde ve sebeplerle öldürülen kadınların sayısına işaret eden* ve Yanköşe’nin her iki duvarını da nizami bir şekilde kaplayan 440 çift ayakkabı, bir tür kadınkırım** anıtı gibi yükseliyor.

Ölen kişilerin ayakkabılarının evlerinin kapısının önüne bırakılması geleneğine de işaret eden bu çalışma, kadına yönelik şiddetin hafızasını tutarak sokağa taşıyor; kamusal bir tartışma ve bilinçlenme için bir aracı olma görevi üstleniyor.

Sanat üretiminde erk, iktidar, iktidarla hesaplaşma ve ona göre pozisyon alma konularına odaklanan Tuna, bugün her üç kadından birinin fiziksel ya da cinsel şiddet mağduru olduğu bir dünyada şiddetin, özellikle de bu coğrafyaya ait şiddet olgusunun temellerine bakıyor.

*Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2018 Veri Raporu’ndan. **https://www.birikimdergisi.com/haftalik/9668/kadinkirim#.XXjCrCShmEe

Yanköşe açılışını Nermin Er’in 120 kuş evi ile bir ses kaydından oluşan yerleştirmesi “Tek Göz Oda” ile yapmıştı. Eylül 2017-Mart 2018 tarihleri arasında burada yer alan yapıt, barınmak, korunmak ve kendini güvende hissetmek gibi, tüm canlıların paylaştığı temel ihtiyaçlar üzerinden birlikte yaşamak için bir öneri sunuyordu. 25x35cm büyüklüğündeki kuş evleri, belirli bir düzen içinde, toplu konut fikrine de göz kırparak, yaşam hakkını betonlaşma ile çaldığımız kuşlara alan açmayı hedefliyordu.

Yanköşe ikinci edisyonunda, Mart 2018-Ekim 2018 tarihleri arasında, Özlem Günyol ve Mustafa Kunt’un “AYRIAYRIBİRARADA - harfler, sayılar, noktalama ve diğer işaretler” adlı projesini ağırladı. Türkiye Cumhuriyeti anayasa metnini oluşturan tüm unsurların, içinde bulundukları cümle ve paragrafları terk ederek kendi benzerleriyle buluştuğu ve oluşturdukları çizgilerle, birbirini kesen ancak farklı eksenlerde uzanan doğrulara dönüşerek soyut, kaotik bir manzara oluşturduğu eser, yalnızca toplumsal sözleşmeye doğrudan gönderme yapmakla kalmıyor, belli bir coğrafyada yaşayan bireylerin farklılıklarıyla birlikte bir arada yaşayabilme ihtimalini de düşündürüyordu.

Bir önceki üçüncü edisyonda ise Yanköşe, Sevince Bayrak ve Oral Göktaş’ın kurduğu SO? Mimarlık’ın “Yağmur Duası” adlı çalışmasına ev sahipliği yapmıştı. Bu yerleştirmenin kendisi, gölgesi, hacmi, biçimi ve etkisi zaman içinde, ve yalnızca yağmurun etkisiyle, değişebiliyordu.

Türkiye’de örneği az bulunan kamusal sanat projelerinden biri olan Yanköşe, her sene iki farklı sanatçının projesini ağırlamaya devam ediyor.